中文(简体) Português English (US) Français Deutsch Italiano 日本語 한국어 Русский Español

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Şirketinizi 10 Dakikada kurun !















     Sabah şirketini kuranlar, öğleden sonra müşterilerine fatura kesmeye başlayabilecekler Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, şirket kuruluş işlemlerini 10 dakikaya indirmeye hazırlanıyor.

Gelecek yıldan itibaren uygulamaya konulacak sistemle sabah şirketini kuranlar, öğleden sonra müşterilerine fatura kesmeye başlayabilecekler. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarınca Türk şirketlerinin zamanla yarışabilmesi ve rekabette geri kalmaması için mümkün olan her alanda elektronik imkânlardan yararlanılmasının öngörüldüğünü söyledi.

Ziya Altunyaldız, Merkezi Sicil Kayıt Sistemi adı verilen proje uyarınca, her türlü ticaret sicili işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirileceğini ve sicil kayıtlarına elektronik ortamda erişilebileceğini söyledi. Halen şirket kuruluş işlemleri yaklaşık 6 gün sürüyor.

Kaynak: istenhaber.com

Turizm Sektöründe 139 Yatırıma 1,8 Milyar Lira Teşvik Geldi

















      AKTOB’un Turizm Yatırımları Analizi çalışmasına göre projelerin 118′i ile 28 binden fazla yeni yatak üretilecek. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Ar-Ge Birimi’nin Turizm Yatırımları Analizi çalışmasına göre, turizm sektörü yılın ilk yarısında 139 yatırım projesi ile 1,8 milyar liralık teşvik belgesi aldı.

      AKTOB Ar-Ge Birimi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, birimin Turizm Yatırımları Analizi çalışması tamamlandı. Çalışmaya göre, turizm sektörü 2012′nin ilk yarısındaki 139 yatırım projesi ile 1,8 milyar liralık yatırım teşvik belgesi aldı. Analizde projelerin 118′i ile 28 binden fazla yeni yatağın üretileceği belirlendi.
Turizm sektörünün aldığı ve komple yeni yatırımları öngören 118 projenin yüzde 33′ünü 4 yıldızlı tesisler, yüzde 28′ini 3 yıldızlı tesisler oluştururken, 5 yıldızlı tesisler ile butik ve özel belgeli oteller, yüzde 14′er pay aldı.

      Komple yeni yatırımların il bazındaki dağılımında yüzde 17 ile İstanbul ilk sırada yer aldı. Bu ili yüzde 12 ile Antalya, yüzde 8 ile Muğla ve yüzde 7′den fazla payı ile İzmir izledi. Bu 4 il aynı zamanda toplam teşviklerin yüzde 50′sine yakın büyüklüğe sahip oldu. 6 ayda verilen yatırım teşvik belgelerinin diğer yarısı ise Anadolu’nun 35 ilinde yer aldı. Sektörün ocak-haziran döneminde aldığı teşviklerle 7 bin 639 kişinin istihdam edileceği, istihdamın 7 bin 354′ünün, komple yeni yatırımlarla sağlanacağı bildirildi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Kosgeb Desteğiyle 1,5 Yılda 189 Girişimci Patron Oldu!























Sakarya’da Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’ndan (KOSGEB) girişimcilik eğitimi alan bin 500 adaydan 189′u kredi desteğiyle işinin sahibi oldu. KOSGEB Sakarya Hizmet Merkezi Müdürü İsmet Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1,5 yıldır sürdürdükleri destek programlarıyla işinin sahibi olmak isteyen girişimcilere 30 bin lira hibe, 70 bin lira da faizsiz kredi verdiklerini söyledi.
Sakarya’daki girişimci adaylarının etkin şekilde çalıştığını belirten Yılmaz, “Gerçekten çok sayıda girişimcimiz bize başvuruyor. 189 girişimciyi 1,5 yıl içinde destekledik. Yani uzun bir süre değil bu çünkü eğitim ve mevzuatın tamamlanmasını bekliyoruz. Bu, gerçekten iyi bir rakam” dedi.
Yılmaz, bin 500 girişimciye eğitim verdiklerini ve 189′unun kendi işini kurduğuna dikkati çekerek, eğitim programını tamamlayan kursiyerlerin aldığı sertifikaların meslek bileziği gibi olduğunu söyledi.

“Bayanlar için pozitif ayrımcılık gösteriyoruz”

Yılmaz, bayan girişimcilerin artırılması için pozitif ayrımcılık yaptıklarını söyledi. Bayanların desteklemelerden daha fazla yararlanabileceğini vurgulayan Yılmaz, “Erkek girişimcilerde yüzde 60, bayanlarda ise yüzde 70 oranında destekliyoruz. Bayanlar için pozitif ayrımcılık gösteriyoruz. Bu anlamda bayan girişimcilerin artırılması için böyle bir uygulamaya gidildi. Bu anlamda belli bir sermayesi olan girişimcimiz işletmesini kurup bizden desteğini alabiliyor” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, ortaklık programını geliştirmek istediklerini belirterek, şunları söyledi:

“Ortak İşbirliği, Güç Birliği programına yöneliyoruz şu anda. Bu program konusunda Sakarya, biraz yetersiz kaldı. Potansiyeline göre yetersizlik var. Şu ana kadar bu tür 3 tane işletme kuruldu desteklerimizle. Bu sayının daha fazla olması gerekirdi. Çünkü şehrimizin yapısı bu programa çok uygun. Önümüzdeki yıl bu sayıyı artırmayı hedefliyoruz. 5 işletme bir araya geldiğinde 750 bin lira destekleme yapıyoruz. Bu anlamda daha fazla ortak girişimciyi bekliyoruz.”

Kaynak: Akşam




Girişimci - Strateji - Hedef - Taktik

















        Bildiğiniz gibi Webrazzi’de girişimcilerin uzun, zorlu ama bir o kadar da keyifli yolculuklarında faydalanabilecekleri farklı kaynaklar sunmaya, bilgiler vermeye çalışıyoruz. Yakın zaman önce yayınlanan ve Fırat Demirel’in derlediği “Yatırım arayan girişimcilerin bilmesi gereken 26 terim” buna çok güzel bir örnekti.
Son zamanlarda çok sık karşılaştığım bir kavram kargaşasına bir nebze açıklık getirebilmek adına bu yazıda da işletmeler için Hedef, Strateji ve Taktik kavramlarına değinmenin faydalı olacağını düşünüyorum.
Özellikle kurumsal işletmelerde bu kavramlar genellikle çok daha net bir şekilde ayırt edilebiliyor ve kullanılıyor. Fakat henüz yolun başındaki çoğu genç girişimci, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir iş kurabilmek için bu kavramları ne kadar erken oturtabilirse, ilk adımlarını atmakta olan ufak bir girişimin büyük bir işletmeye dönüşmesi yolunda çok faydalı olacaktır.

       En sık karşılaşılan durum iki durumdan ilki hedef ve stratejinin birbirine karıştırılması. Her ikisi de kulağa büyük ve uzun vadeli planlar gibi geliyor ve hangisinin önce geldiği, hangisinin diğerini izlediği kolaylıkla karıştırılabiliyor. İkinci durum ise strateji ve taktiğin karıştırılması. Her ikisi de hedefe yönelik uygulanacak planlar gibi görünüyor ama hangisini yapılan plan, hangisinin bu planı hayata geçirmenin yolları olduğu birbirine geçebiliyor.

       Bu yüzden en doğru olan öncelikle bu tanımlara ayrı ayrı yakından bakmak olacak. İşte bu kelimelerin TDK’daki karşılıkları:

Hedef: “Varılacak yer, ulaşılacak son nokta” ve “Yapılması tasarlanan iş, amaç”.

Strateji: “İzlem”. İzlem kelimesinin TDK karşılığı ise biraz daha açıklayıcı: “Önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yol”.

Taktik: “İstenen sonuca ulaşmak amacıyla izlenen yol ve kullanılan yöntemlerin tümü”.
Aslında bunları bir araya getirdiğinizde bile kavram kargaşası da büyük oranda ortadan kalkıyor. İşinizde ilk yapmanız gereken şey hedefinizi belirlemek. Ulaşmak istediğiniz hedef, yani nihai amacınız her ne ise ancak bunu net bir şekilde tanımladıktan sonra diğer adımlara geçebilirsiniz. Diyelim ki bunu yaptınız ve hedefinizi (pek çoğumuzdan biraz daha hırslı bir şekilde) “Dünyayı ele geçirmek” olarak belirlediniz.
Tutkularınızı ve niyetinizi yargılamadan devam ediyoruz. Şimdi yapılması gereken şey dünyayı ele geçirmek amacına ulaşmak adına nasıl bir yol izleyeceğinize karar vermek, yani stratejinizi belirlemek. Belirlediğiniz hedef kaba bir hesapla 7 milyar insanı kızdırabilecek bir hedef. Oldukça ciddi bir direnişle karşı karşıya kalmanız söz konusu. Bu yüzden stratejiniz öncelikle 7 milyar kişiyi kendi tarafınıza çekmek olmalı.
Peki bunu nasıl gerçekleştireceksiniz? Ya da diğer bir deyişle bu stratejiyi hayata geçirmek için hangi taktikleri kullanacaksınız? İnsanları tek tek yakalayıp beyinlerine birer çip yerleştirmek bir işe yarayabilir mi? Biraz klişe bir fikir ama neden olmasın… Bu, amacınıza yönelik stratejinizi hayata geçirmek için uygun bir taktik olabilir. Fakat bu büyük hedefinize ulaşmak için tek bir taktik biraz zayıf kalacaktır. Çeşitlendirecek olursak uygulayacağınız taktikler arasına şunları da ekleyebiliriz: Kitle iletişim araçlarını ele geçirerek kendi propagandanızı yapmak; sizinle benzer motivasyonlara sahip diğer (garip!) kişileri bularak iş birlikleri gerçekleştirmek…
Bu yolu izleyerek nihai amacınıza ulaşabilir misiniz bilemem ama en azından artık elinizde tanımlı bir hedefiniz, stratejiniz ve taktikleriniz var. Gerisi size kalmış…
Yine de bu örnek biraz fazla dar bir kitlenin (çizgi film karakterleri ve bu yazıyı bile okuyamayacak derecede ciddi psikolojik sorunları olanlar) gerçekten ilgileneceği bir konu. Gerçek dünyaya dönerek gündelik yaşamdan birkaç örnek verecek olursak bazı hedef, strateji ve taktikleri şöyle sıralayabiliriz:

Hedef: Satışları artırmak

Strateji: Yeni pazarlara açılmak

Taktikler: Pazar araştırması yapmak, yerel çözüm ortakları bulmak, yeni pazarda markayı tanıtacak reklam kampanyaları gerçekleştirmek…

Hedef: Karlılığı artırmak

Strateji: Üretim maliyetlerini düşürmek

Taktikler: Eskileri, daha az kaynak tüketen yeni nesil üretim ekipmanları ile değiştirmek, üretim sürecini daha etkin yönetecek profesyoneller ile çalışmak, üretimden sorumlu personelin verimlilik konusunda eğitim almalarını sağlamak…

Hedef: Otomotiv e-ticaret dikeyinde pazar payının yüzde 50’sine ulaşmak

Strateji: Tüketicileri bu alandaki en iyi e-ticaret sitesi olduğuna ikna etmek

Taktikler: Reklam kampanyaları ile farkındalık yaratmak, sitede yer alan ürünlerin çeşitliliğini ve kalitesini artırmak, otomotiv sektöründeki en büyük üreticiler ile birlikte kampanyalar düzenlemek…

Hedef: Ziyaretçilerin içerik sitenizde geçirdiği ortalama süreyi X’ten XX’e yükseltmek

Strateji: Okuyucuların sitenizde daha fazla adette içerik tüketmelerini sağlamak

Taktikler: Sitedeki yazılarda diğer yazılara bağlantı vermek, yazıların alt kısmına “ilgili diğer başlıklar” bölümü eklemek, her yazının sonuna gelindiğinde görülebilecek şekilde bir “en çok okunanlar” kutusu eklemek…
Bu hedef, strateji ve taktiklerin tamamı tabi ki sadece birer örnek. Her bir durum kendi özelinde incelenmeli ve tamamı bu incelemeye göre belirlenmeli ama umuyorum ki bu hayali örnekler kavramlar konusunda az da olsa fikir vermiştir.

İyi Bir Girişimcinin Prensipleri























Stratejik İletişim ve Kariyer Danışmanı Duygu Eren bu hafta girişimcinin 10 prensibini yazdı.

1) Kendine iyi bak: Bu, bir girişimci için en önemli ve ilk madde çünkü girişimci olmazsa işte olmayacaktır. Girişimcinin en önemli öğesi kendisidir ve bu yüzden kendine iyi bakmalı ve sağlığına dikkat etmelidir. Başarılı girişimlere baktığımızda, girişimcinin işin başında olmadığı durumlarda orta ve uzun vadede girişimlerin başarısızlıkla sonuçlandığı görülmüştür.

2) Takım ruhu: İlk maddenin zararını hafifletecek tek etken iyi bir ekip oluşturmaktır. Patron mantığına dayalı girişimler bir süre sonra, fire vermeye başlar. Bir kişi her şeye yetişemez. İşler delege edilmeli ve bir takım ruhu oluşturulmalıdır. O takımdaki herkes işi sahiplenmeli
ve var gücüyle çalışmalıdır. Girişimci bir süre sonra orkestra şefi gibi hareket ederse, o iş başarıya ulaşır.

3) Değer ver: Beraber çalıştığınız insanlar sizin hayallerinizi gerçekleştirirken, o işi en az sizin yapabileceğiniz kadar iyi yapmak zorundadır. İnsanları işe alırken her konunun gerçekten uzmanını seçtiğinize emin olun. İşleri idareten yapabilecek kişileri değil yetenekleri
olan kişilere yoğunlaşın. Sizin de, alıştığınız arkadaşlarınızı motive etmeniz gerekir. Herkesaynı inançla ilerlerse başarıya ulaşabilirsiniz.
4) İşini sevmiyorsan, yapma: Hayalinizi gerçekleştirdiniz ve her geçen gün başarıya koşan bir işiniz oldu, ancak artık bu iş size eskisi kadar zevk vermiyor ve kendinizi mutlu hissetmiyorsunuz. Bu durumda o işi satın, devredin veya başkalarına bırakın. Girişimciler içinde, seri girişimciler farklı nedenlerle de olsa bu şekilde hareket eder. Heyecanını ve motivasyonunu yitirmiş bir girişimcinin şirketi uzun süre ayakta kalmayacaktır.

5) Hatalardan ders al: Girişimci risk alan kişidir. Ancak, her zaman alınan bu riskler başarıyla sonuçlanmaz. Önemli olan denemek, düşmek ve daha hızlı ayağa kalkabilmeyi öğrenmektir. Yapılan hatalardan dersler çıkarmak ve bunları tekrarlamamaktır. Yaşanan başarısızlıklar, girişimciyi antremanlı kılar bu şekilde yeni fikirler üretmek üzerine arayışlara girilir. Böyle bir durumda vazgeçmemek ve kararlı olmak önemlidir.

6) Başarını objektif olarak ölç: Girişiminizin başında kendi kişisel değer yargılarınıza göre başarı ölçütü koyun. Bu kimi insan için para kazanmak, kimisi için kendi hayalini gerçekleştirmek hatta kimi insan için sadece eğlenmek bile olabilir. Sizin kendi başarı ölçütünüz ne? Bunu nasıl ve neye göre ölçüyorsunuz? Bu sorulara verdiğiniz cevaplar girişiminizin niteliğini belirleyecektir.

7) Sürdürülebilir ol: Girişimcinin amacı, sürdürülebilir bir iş kurmak olmalıdır. Şirketin değeri bununla doğru orantılıdır. Çok başarılı ve kar eden bir şirkete sahip olabilirsiniz. Ancak, birkaç müşteriyle çalışıyorsanız, geliriniz ekonomik dalgalanmalara bağlıysa, alma potansiyeliniz olan yeni işler size daha fazla eleman istihdamı gibi konularda maliyetlerinizi arttırıyorsa, büyümeyi durdurmak zorunda kalırsınız.

8) Parkinson yasasını hatırla: Parkinson yasası ‘Bir iş her zaman kendisine ayrılan sürenin hepsini kapsayacak şekilde uzar’ der. Bu girişimler için ve bütün işletmeler için zamanını doğru kullanmasını gerektiğini hatırlatır. Zamanı iyi kullanmak illa uykusuz geceler, ofiste uzayan saatler demek değildir. Burada, o işe bitirilmesi için verilen hedef sürenin gerçekçi olması gerekmektedir. Gereğinden çok vakit harcamak, sadece vakit kaybıdır.

9) Üç aşama: Her kurulan yeni girişimin üç aşaması vardır: Gelir öncesi, kar öncesi ve büyüme. Şirketlerini ilk gelirini elde etmesi bazen beklendiğinden daha uzun sürebilir. Kara geçmek bundan da uzun sürebilir, gittikçe büyümek ise zorlaşabilir. Bu aşamalar için hazırlıklı olun. Önünüzü görün ve ona göre hareket edin.

10) Peter prensibi: Peter Prensibi şöyle der: ‘Bir hiyerarşide her çalışan, kendi yeteneksizlik düzeyine erişme eğilimindedir. Herkes yetenekleri doğrultusunda yükselir ve o noktaya ulaşıp orada kalırlar. Çalışanlarınızın bu noktaya geldiği yerde sizin ne yaptığınız çok önemlidir. İşletme körlüğüne düşmek hem çalışan hem girişimci için kötü sonuçlar doğuracaktır. Bu noktada çalışanların verimlerini iyi değerlendirmek ve bu değişimi iyi yönetmek gerekmektedir.

Kaynak: Kobidestek.org

Melek Yatırımcılık Eğitimi Eylül’de Başlayacak
























          Özyeğin Üniversitesi’nin Etohum için özel düzenlediği Erken Aşamada Yatırım ve Melek Yatırımcılık Eğitimi, 20-21 Eylül tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek. Yurtdışından katılacak olan eğitmenler ve tecrübeli yatırımcıların örnekleriyle desteklenecek eğitim 2 tüm gün sürecek.
ETohum, düzenlenecek olan eğitim için şunları söylüyor; “Etohum’da oluşturduğumuz Yatırımcı Kulübüne katılmak için bu eğitimin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Şubat 2012′de gerçekleştirdiğimiz Startup Turkey kampına bir çok yatırımcı katılmıştı. 2013 yılında düzenleyeceğimiz Startup Turkey 2013 etkinliğinde yeni yatırımcıları aramızda görmek istiyoruz. Bu bakımdan bu etkinliği önemsiyoruz.”

Kimler katılmalı?

Yatırımcılar, yatırımcı adayları, üst düzey yöneticiler. Katılımcıların bu seminer programından alacakları en önemli faydalar;
  • Melek yatırımcıları daha aktif olmaya teşvik edecek bilgi ve araçlar
  • Melek yatırımlarda verimliliği başarıyı arttırmak için en iyi uygulamaların, modellerin, anlaşmaların ve kaynakların paylaşımı
  • Melek yatırımcılar ve yerel uzmanlar ile karşılaşmak için fırsatlar
  • Yeni melek gruplarının oluşturulmasını teşvik etmek

Program yapısı

Program yapısı eğitim sayfasında belirtilen şekilde olup; ilk iki çalışma temel semineler olup birer günlüktür, geri kalan çalışmalar ise en fazla yarım günlük çalıştay (workshop) şeklinde gerçekleştiriliyor. Eğitim dili İngilizce olacak, çeviri yapılmayacak.
Eğitim hakkında daha fazla bilgi ve detay için, başvuru formu için eTohum eğitim sayfasını incelemenizi tavsiye ediyor; yönetici, yatırımcı ve yatırımcı adayı okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Kaynak: Girişim Haber

KOBİ’ler Rotayı Yeni Pazarlara Çeviriyor






















Ticarette daha ucuz, daha hızlı ve kaliteli üretim yapabilen rekabetçi üreticilerin ortaya çıkmasını sağlayan teknoloji, dünyada ulaşılabilir bir noktada olunca, ticareti de etkileyerek globalleştirdi. Uluslararası ticaretin gelişmesiyle birlikte dış ticaretin katma değeri ön plana çıktı ve firmaların gündeminde yerini aldı.
Eğitim, fuar, pazar araştırması, tasarım, fikri ve sınai hakları içeren destek programları ile küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) dış ticaret projelerinde oluşacak maliyetlerini minimize edebiliyor. Bu desteklerin şartları ve destek politikalarına Ekonomi Bakanlığı web sitesi üzerinden ulaşılabiliyor. Ayrıca aynı site üzerinden dış ticaret müsteşarlıklarımızın e-posta ve telefon numaralarına ulaşıp, imalatını ve ticaretini yapmış olduğumuz ürünün hedef ülkede ithalat ve ihracatını yapan firmaların iletişim bilgilerini talep etme, ticaret adabına yönelik ayrıntılı bilgi alma imkanı da bulunuyor.

KOBİ’lerin bir danışman bakış açısıyla incelenerek dış ticarette finansman yöntemleri, pazar araştırma teknikleri, dış ticaret bölümlerinin yapılanmaları, devlet destekleri dahil olmak üzere pek çok önemli konuda hizmet alarak desteklenmeleri, dış ticarette yeni açılımlar getiriyor.

Değişen pazarları ve dinamiklerini keşfetmek, satışa konu ürünlerinin ithalat ve ihracat hacmini tüm dünya çapındaki değerler üzerinden tespit ederek bu pazarların analizini yapıyor olmak firmalarımıza farklı, pazarlara farklı kâr marjlarıyla girme ve büyüme imkanını da sunuyor.

Uluslararası pazarda güvenle yol alabilmeleri için firma bünyesinde kurulacak dış ticaret departmanlarının yapılandırılması, bu departmanlar bünyesinde görev alacak kişilerin dış ticarette ödeme yöntemleri, teslim şekilleri, gümrük işlemleri, sözleşmeler, ihracat uygulamaları hakkında lokomotif bilgilere sahip olması ve değişen mevzuat bilgilerine hakim olması, firmanın bu bağlamda sistematik olarak beslenmesi uluslararası pazarlarda fark oluşturmanın temel taşları arasındadır.

Firmalarımızın alacağı uzmanlık desteklerinde firmanın dışında değil içinde, firma ile yan yana yürüyen bir yol arkadaşı olarak hizmet veriyor, sadece yurtdışı satış değil, finansman, üretim, yurtiçi satış konularında firmalarımıza destekleme konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Fark oluşturmaları için, farklı bir noktadan bakmanın ayrıcalığı ile çalışmak için KOBİ’lerimizi TEB şubelerine bekliyoruz…

Kaynak: Zaman

Türk ’Kovalar’ Angry Birds’e Rakip Oldu
























     Bucketz (Kovalar) oyunu küresel oyun pazarına girdi. Türk bilişim firması Dünya Sistem’in oyun şirketi Picnic Hippo Oyun Stüdyosu, Bucketz (Kovalar) adlı oyunuyla küresel oyun pazarına girdi.

     Picnic Hippo Oyun Stüdyosu, Bucketz oyununu Los Angeles, San Francisco, Shanghai ve İstanbul’daki ekiplerle 1 yıldan fazla süren çalışmalarla hazırladı. Oyun Apple platformunda, küresel pazara sürülmeden önce haziran ayında Yeni Zelanda’da test edildi. Yeni Zelanda’da daha test aşamasındayken ilk 3’te yer alan Bucketz, tüm dünyada 26 Temmuz’da yayına girdi.

     Bucketz (Kovalar), iphone, ipod touch ve ipad’lerde oynanabiliyor. Ayrıca Apple’ın son olarak çıkarttığı Yeni iPad’in retina özelliğini de barındırıyor. Picnic Hippo, grafik tasarımları için Rus, animasyon altyapı için Çin ve Türk ekipler, diyalog ve seslendirmeler için Los Angeles’ta 3 Hollywood ekibiyle çalıştı. Modüller son aşamada Picnic Hippo’nun merkezinde bir araya getirildi.

      Warner Brothers, Lucas Film Ltd., HBO, DreamWorks, Sony Pictures, Activision, Section 9 Entertainment, Remote Control, Static Music gibi firmalarla çalışan, dünyaca ünlü Rahman Altın, Bucketz’ın tüm müziklerini yaptı.

Fizik ve denge oyunu

       Bucketz, oyuncuları, kovaların hüküm sürdüğü ve denge unsurunun ön planda olduğu gizemli bir dünyaya ve eğlenceli olduğu kadar da heyacanlı bir maceraya taşıyor. Oyuncular, bir yandan ekranda uçan yüzlerce nesneyi dengeli bir şekilde istiflerken diğer yandan gittikce artan zorluklarla mücadele edecekler.
Bilardo toplarından meyvalara, micro organizmalardan gezegenlere kadar uzanan bu objeleri kovalara (bucketz) atmak işin sadece ufak bir kısmı. Oyunda kovaları kaçırmaya çalışan uzaylılardan, içinden ne çıkacağı belirsiz hediye paketlerine, görüş mesafesini yok eden sis bombalarından, ekranda ne varsa içine çekebilecek kara deliklere kadar türlü zorlukla da mücadele etmek gerekiyor. Oyuncuların yardımına koşan pek çok unsur da var. 1.99 dolara indirilen oyun, 5 ayrı kısım, 74 level ve ek oyun modlarından oluşuyor.

Kaynak: İşten Haber

"Enkuba" Kuluçka Merkezleri













      Erken aşama teknoloji yatırım merkezleri, teknoloji alanında girişim yapmak isteyenleri bekliyor. Kuluçka merkezi olarak da bilinen bu merkezler, girişimcilere, projeleri daha fikir aşamasındayken mentorluk, ofis, danışmanlık gibi hizmetler sunuyor. Proje geliştiğinde ve ürün ortaya çıktığında da yatırımcılarla buluşturup fikrin hayata geçmesinde yardımcı oluyor. Fikri olan herkesi bekleyen kuluçka merkezlerinden birkaçıyla konuştuk, beklentilerini, kriterlerini sorduk.

     Girişimcilik son yıllarda çok popüler oldu. Birçok iş fikri, destekler ve yatırımcılar sayesinde hayata geçebiliyor. Henüz işin başında olan girişimcilere destek olan kuluçka merkezleri de kendilerine başvuru yapan ve gelecek gördükleri kişilere, fikirlere yatırım yapıyor. Çalışacakları ofisten telefona, avukatlık hizmetlerinden mentorlara birçok konuda yaratıcı projelerin hayata geçmesi için destek oluyorlar.
Bu kuluçka merkezlerine de birçok başvuru oluyor. Hemen hemen hepsi için ilk aşamada internetten bir başvuru formu dolduruluyor ve bir eleme yapılıyor. Proje bu aşamayı geçerse fikir sahibi görüşmeye çağrılıyor ve süreç başlıyor. Girişimci görüşmede fikrini kabul ettirebilirse projenin geliştirilmesi için çalışmaya başlıyorlar. Yeterli ilerleme kaydedildikten sonra sponsorlara, yatırımcılara sunumlar yaparak fikrin hayata geçmesi için çalışıyorlar. Alınan başvurulara bakılırsa teknoloji sektörüne ilgilinin büyük olduğu anlaşılıyor. Özellikle erken evrede, proje aşamasındaki teknoloji girişimleri sürekli artıyor. İnternetin yaygınlaşması, akıllı mobil cihazların daha çok kullanılması bunun en önemli nedeni. Bu da teknogirişimcilere fırsat yaratıyor. Teknoloji alanında girişimcilerin fikirlerini bekleyen birçok kuluçka merkezi var. Bunlardan birkaçıyla görüştük, kriterlerini sorduk.

Kurulan şirketten hisse alıyorlar

   2012’de kurulan Enkuba, başta Türkiye olmak üzere, Doğu Avrupa bölgesinde kuruluş aşamasındaki mobil ve internet bazlı şirketlere büyütme amaçlı destek sağlayan bir kuluçka merkezi. Enkuba’nın seçim kriterlerine uyan ekiplerle, ekip üyelerinin ihtiyaçlarına göre 3 aylık bir çalışma programı hazırlanıyor. Programın sonunda, sürdürülebilir bir ilk ürün geliştirilmesi hedefleniyor. Enkuba Yönetici Ortağı Ufuk Kayserioğlu, gerektiği durumlarda şirket kuruluşunu yaptıklarını, hukuki ve mali destek sağladıklarını söylüyor. Bunların karşılığında Enkuba yeni kurulan şirkette azınlık hisse alıyor ve azınlık ortak olarak gerektiği ve istendiği durumlarda şirketin büyümesine ve yeni sermayedarlarla buluşmasına katkı yapmaya devam ediyor. Mobil ve internet projesi olan ekipler www.enkuba.com/apply-now/ aracılığı ile başvuruda bulunabiliyor. Başvuru için herhangi bir kısıtlama yok, ancak seçim kriterleri var. En önemli unsur kurucu ekibin girişimci nitelikleri. Öncelikle başvuran ekiplerin yaratıcı projeler geliştirme ve projelerini yeni ekonomi düzeninde gerçekleştirebilme yetkinliklerini değerlendiriliyor.

Şirketi kurmak kolay kapatmak zor

        2008 yılında kurulan Etohum her yıl Türkiye’deki potansiyeli yüksek, internet üzerinde kendi girişimini başlatabilecek girişimcileri seçiyor. Bu erken aşamadaki girişimlere yatırımlar yapıyor, bir sonraki yatırımcılarla tanışmalarına ve büyümelerine yardımcı olmaya çalışıyorlar. Etohum, her yıl seçtiği girişimcilere belirlediği süreç içinde mentorluk, danışmanlık ve ortaklık çalışmaları yapıyor. 4 yıl içinde Etohum’a 5.250 başvuru olmuş ve Etohum olarak 25 girişimle ortaklık yapılmış. Bu girişimlerin 10 tanesi de yatırım fonlarından, melek yatırımcılardan destek almış. Başvuru süreçleri Temmuz ayında başlıyor. İnternet alanında yeni bir fikri olan veya girişimini başlatmış herkes Etohum.com üzerinden başvuru yapabiliyor. Ne yaş, ne eğitim, ne de başka bir koşul var. Temmuz–Aralık ayları arasında Etohum’a başvuru yapan adaylar değerlendiriliyor. Mülakatlardan sonra 40 girişim seçiliyor ve Etohum bu girişimlerle ortaklık yapıyor. Bu girişimciler, ocak ayı içinde Yatırımcı Kulübü’ne sunum yapıyor. Sunumlar sonrasında, 15 girişim belirleniyor ve bu girişimler şubat ayında Startup Turkey kampına gidiyor. 5 günlük kampa, Türkiye’den ve yurtdışından yatırımcılar davet ediliyor ve girişimciler yatırımcılarla buluşuyor. Yatırım almanın, bir amaç değil süreci hızlandıran bir değişken olduğunu belirten Etohum kurucusu Burak Büyükdemir, diğer girişimlerle çalışmaya devam ettiklerini söylüyor. Etohum sürecinde ortaya çıkan girişimlerden bazıları Grupanya, balerin.com, evidea, pabbuc.com, indirdik, pembepanjur.com… Endeavor, Bilkent Cyberpark, ODTÜ Teknokent, ATOM, Nokia, Qualcomm, Pozitron, Mynet, Markafoni, Sporx, Sahibinden, Reklamz, Sadecehosting, Nokta, Yemeksepeti ve Pozitiftv işbirliği yaptıkları kuruluşlar arasında. Büyükdemir, şirket kurmanın Türkiye’de kolay olmasına rağmen, kapatmanın yıllar aldığını söylüyor. Bundan dolayı ürün hazır değilse şirket kurmanın çok anlamlı olmayacağını da ekliyor. 2012 yılında seçilen 40 Etohum girişiminin konulara dağılımı şu şekilde olmuş; eğitim yüzde 10, e-ticaret yüzde 20, Ar-Ge yüzde 7,5, SAAS yüzde 10, sosyal medya yüzde 12,5, mobil yüzde 17,5, oyun yüzde 15 ve online hizmet yüzde 7,5.

İş tutkusu konusunda ikna olmamız lazım

      Inventram, 2010 yılında Koç Holding – Koç Üniversitesi ortaklığı ile bir erken aşama teknoloji yatırım şirketi olarak kuruldu. 2012’nin ilk yarısı itibariyle yatırım sürecinde yer alan 16 projeleri var. Yaptıkları yatırımlar projenin büyüklüğüne ve ihtiyacına göre 50 bin lira ile 1 milyon liralık bütçeler ile hayata geçiriliyor. Inventram Genel Müdürü Cem Soysal öncelikle fikrin arkasındaki insanın kendilerini ilgilendirdiğini söylüyor: “Fikrin sahibinin eğitimi, iş tecrübesi, yapabilirlikleri ve iş tutkusu konusunda mutlaka ikna olmamız lazım.”
Bir fikrin ya da projenin bazı temel sorulara da cevap vermesi gerekiyor: Fikri ortaya atan alanında profesyonel bir eğitime ve geçmişe sahip mi? Projesini ürünleştirebilir mi? Çözüm ve inovasyon getiriyor mu? Rakipler için giriş bariyeri yüksek mi? Toplumun hayatı açısından farklılık yaratıyor mu? Ayrıca girişimciler geliştirmeyi planladıkları ürünün içinde yer alacağı pazarın dinamiklerini rekabet, fiyatlama ve segmentler anlamında çok iyi bilmeli. Soysal, “ben bunu tasarladım, bu iyi satar” derlerse çok büyük hayal kırıklığına uğrayacaklarını söylüyor.

       Başvuruların çoğu www.inventram.com adresindeki proje başvuru platformundan geliyor. 2012’nin ilk yarısı 1.400’den fazla proje başvurusu almışlar. Turkcell, Microsoft BizSpark, Projes ve TOBB ile ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Küresel Girişimcilik Programı Inventram’ın başlıca statejik iş ortakları arasında yer alıyor. Ayrıca melek yatırımcı ağı Galata Business Angels’a da üyeler. Otomotiv, enerji, bilgi ve iletişim, internet ve mobil tabanlı hizmetler, biyoteknoloji ve sağlık, çevre teknolojileri, dayanıklı tüketim, savunma sanayi, nanoteknoloji, malzeme bilimleri ve kimya, tarım ve gıda teknolojileri, Inventram’ın destek verdiği teknoloji alanlarını oluşturuyor.

Ankara’da ikâmet şart

      2010’da kurulan Viveka, yazılım, tasarım, ofis ve altyapı, iş geliştirme, yatırım koçluğu gibi hizmetleri girişimcilere sunarak fikirlerini prototipe çeviriyor. Her takım için ortalama maksimum 15 bin TL değerinde hizmet sunuyor, nakdi yatırım yapmıyorlar. Aradıkları 2-3 kişilik takımların tercihen Ankara’da ikamet etmelerine dikkat ediyorlar. Veya projeyi uzakta yönetebilecek bir haftalık programları olması gerekiyor. Başvuran ekipte getirilen fikrin özgünlüğü, girişimcinin liderlik özellikleri ve ekibinde projeyi tamamlayabilecek yetilere bakıyorlar. Yenilikçi biraz riskli ve satabilecek fikirler arıyorlar. Ön yatırım miktarı çok yüksek olmamalı pazar, teknoloji ve hukuksal riskleri olmamalı. Viveka Kurucu Ortağı Emin Okutan, girişimcinin projeyi 4 aylık bir maratonun sonuna kadar taşıyabilmesi
gerektiğini söylüyor.

15 bin TL sermaye veriyorlar

      Girişim Fabrikası, Özyeğin Üniversitesi ve Turkcell ortaklığında 2011 yılında kurulmuş. Şimdiye kadar 14 şirkete destek vermişler. Seçilen tüm projelere 15 bin TL tutarında çekirdek sermaye sağlanıyor. İnternet, mobil, iletişim (ICT) konularında iş fikri olan, gerekli temel yetkinlikleri barındıran en az iki kişiden oluşan, 6 ay içinde beta lansman yapabilecek takımlarla çalışıyorlar. Başvuruda, iş fikrinin ICT alanlarında olması, iş modelinde veya teknolojide yenilik yapmak istemesi, iş fikriyle ilgili temel seviyede bilgi/tecrübeye sahip olunması, takımın girişime tam zamanlı vakit ayırabilmesi en temel beklentileri. Girişimcilere ücretsiz hukuki danışmanlık, bulut bilişim, marketing altyapı desteği sağlanıyor. 6 aylık dönemde girişimcilerin ofis, internet, telefon, mutfak gibi temel hizmetler de yine Girişim Fabrikası tarafından sağlanıyor. Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi Direktörü İhsan Elgin, teknogirişimcilerin, girişimcilerin çok küçük bir kısmını, yüzde 1’ini temsil ettiğini söylüyor. E-ticaret, eğitim, tekstil, sosyal medya ve mobil uygulamalar en çok başvuru aldıkları başlıklar.

Girişimcilerin en büyük sorunları

  • Ofis kurma,
  • Çekirdek sermayeye erişememe,
  • İş ilişkileri kuramama,
  • İş modellerini hayata geçirememe,
  • İnsan kaynağı bulamama,
  • Motivasyonlarını kaybetmeleri
  • Mentorluk eksikliği girişimcilerin önündeki en büyük engeller.
 Kaynak: Yenibir İş






IBM Girişimci Arıyor















    IBM’in Akıllı Dünya ve Akıllı Şehirler vizyonunu destekleyen en iyi çözümleri tasarlayan şirketlerin seçildiği danışmanlık ve networking etkinliği IBM SmartCamp Türkiye 2012 için başvurular 31 Ağustos’a kadar devam ediyor. Son beş yıl içinde kurulan ve dünyanın temel alanlarda karşı karşıya olduğu sorunlara çözümler sunan, güçlü girişimcilik becerilerine ve motivasyona sahip, pazar potansiyelini anlayan ve müşteri odaklı yaklaşıma sahip yeni nesil yenilikçi şirketler etkinliğe katılabiliyor. Eylül ayında Ankara, İstanbul ve İzmir’de düzenlenecek seçmelerin ardından son etapta 3 Ekim’de İstanbul’da IBM SmartCamp Türkiye finali düzenlenecek.

   IBM SmartCamp, Akıllı Dünya vizyonuyla paralel iş çözümleri geliştiren başlangıç aşamasındaki girişimcileri belirlemeyi hedefleyen, bir network oluşturma ve danışmanlık etkinliğidir. Bu program akademik çevrelere, devlet kurumlarına, risk sermayesi sahiplerine ve topluluktaki yeni şirketlere erişerek yerel Akıllı Dünya ekosistemini bir araya getirmeyi hedefliyor.

     2010 yılından beri dünyada 8 ülkede gerçekleştirilen IBM SmartCamp Programı kapsamında, eleme sürecini geçen şirketler, bölge ve dünya finaline davet ediliyor. Önceki yıllarda sadece tek bir ülkede genel final düzenlenirken bu yıl ABD, Brezilya, Almanya ve Çin’de 4 bölgesel seçme düzenlenecek. Geçen yıl ülkemizde düzenlenen IBM SmartCamp Türkiye için 14 ülkeden 80 şirketin katıldığı danışmanlık ve networking etkinliğine bu kez sadece Türk şirketleri katılabilecek.

     IBM SmartCamp Türkiye 2012 için son başvuru tarihi 31 Ağustos 2012 olarak belirtilirken, Eylül ayında Ankara, İstanbul ve İzmir’de seçmeler düzenlenecek. Son etapta ise, seçmelerin ardından 3 Ekim’de İstanbul’da düzenlenecek final yarışmasında 5 şirket birincilik için yarışacak. Kasım ayında düzenlenecek Almanya bölge finali seçmelerine katılacak Türkiye birincisi, bölgesel seçmeleri de kazandığı taktirde Ocak 2013′te düzenlenecek Dünya finaline katılma hakkı kazanacak.
3 Ekim’de düzenlenecek final günü etkinliğinde çok sayıda tanınmış Türk yatırımcı ve başarılı girişimcilerin yanı sıra mentor olarak etkinlikte yer almak üzere ülkemize gelecek isimler arasında IBM Venture Capital Şirketi Genel Müdürü veSilicon Vadisi’nin bazı ünlü yatırımcıları da yer alıyor. Finale kalan şirketler, bu yatırımcılarla bir araya gelerek görüşme yapma imkanı da kazanacak.

     IBM önderliğinde, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), Teknokent Teknoloji Yatırımcıları Derneği (METUTECH-BAN), Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Derneği (TGBD), işbirliği ile düzenlen IBM SmartCamp Türkiye 2012′nin organizasyon ortakları ise ARI Teknokent, Batı Binom-EBİLTEM, Bilkent CyberPark, GOSB Teknopark A.Ş., ODTU Teknokent ve Konya Teknokent olarak belirtildi.
Yeni kurulmuş ve dünyanın (enerji, sağlık, ulaşım, e-devlet hizmetleri ve benzerleri gibi) temel alanlarda karşı karşıya olduğu sorunlara çözümler sunan, güçlü girişimcilik becerileri ve motivasyonun yanında pazar potansiyelini anladıklarını ve müşteri odaklı bakışa sahip olduklarını sergileyebilen yeni nesil yenilikçi şirketler, bu etkinliğe katılmaya uygun görülüyor. IBM SmartCamp girişimi ile ilgili olarak IBM Türk Yazılımevleri ve Geliştirici İlişkileri Bölüm Müdürü Jale Akyel, “Çözümü IBM’in Akıllı Dünya vizyonunun üç bileşeni olan akıllı aygıtlar (instrumented), birbirine bağlı (integrated) ve yeni bakış ve kavrayışlar (intelligence) maddelerinden en az bir tanesini içeren 0-5 yaş arası her şirket bu etkinliğe katılabiliyor. IBM SmartCamp Türkiye 2012 ile konularında uzman, yatırımcılar dahil, 25 danışmanla tanışma ve tüm gün birlikte çalışma imkanı tanındığı gibi, birinci olan şirkete IBM’den 12 haftalık ücretsiz danışmanlık imkanı ve bölge ve dünya seçmelerine katılma fırsatı tanınıyor. Teknoloji , pazarlama , ve küresel pazara gidiş modelleriyle ilgili ciddi bir bilgi birikimi sağlayan bu etkinliğimiz aynı zamanda IBM Küresel Çözümler Kataloğunda yer almak ve ortak iş planı gerçekleştirme, danışmanlık yapan yatırımcı firmalarla tanışma ve anlaşma imkanı da tanıyor” diye konuştu.
Akıllı Dünya ve Akıllı Şehirler vizyonunu destekleyen en iyi çözümleri tasarlayan şirketleri seçen etkinlikte bugüne kadar finale kalan şirketler arasında trafik yönetimi çözümleri üreten bitcarrier; büyük ölçekli uygulamalarda gizli veri modelleri için bağlama dayalı analitik çözümü sunan C-B4; enerjiyi verimli kullanan telekomünikasyon çözümleri sunan ConnectM; müşteri davranışlarını gerçek zamanlı olarak izlemek için alışveriş sepetlerindeki akıllı algılayıcıları tasarlayan idxp; mobil uygulamalar için gerçek zamanlı veri analizi yapan Localytics; kapalı alanda konum eşleme platformu yaratan palmap; perakendeciler için çevrimiçi rekabet bilgilerini analiz etme özelliğini geliştiren profitero; yerüstü sularındaki toksinleri görüntüleyen, algılayan ve tanımlayan patentli teknoloji geliştiren SecureWaters Inc. ve cilt kanserinden korunmak için tarama teknolojisi geliştiren geçen yılın Türkiye birincisi SkinScan gibi şirketler yer alıyor.

    SmartCamp Global Finallerinde 2010 Yılının Küresel Girişimcisi olan Streetline şirketi örneğin, yarışmada birinci seçilmesinden bir yıl sonra sermayesini yaklaşık 15 milyon dolarlık yatırım alarak yükseltmeyi başardı. Streetline şirketinin gelişmiş park çözümleri IBM Cognos ürünü ile zenginleştirildi. Ve 2011 yılının sonuna gelindiğinde, IBM-Streetline ortaklığının ürünü olan bu “Advanced Parking Solution” çözümünün satışına başlandı.

Kaynak: IBM

Üniversiteli Genç Girişimciler























    Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğrencileri, Yıldız kampüsünde açtıkları “Neşeli Meyveler” standında, hem lisans bitirme projesi yapıyorlar, hem maaş alıyorlar, hem burs veriyorlar, hem kampüste sosyal bir aktive gerçekleştiriyor, hem de öğrencileri sağlıklı gıda tüketimine teşvik ediyorlar.
Doğal ürünler, taze meyve suyu, meyve salataları ve meyveli sütleri, öğrencilerin yanı sıra hocalarına ve diğer üniversite personeline de satan girişimci gençler, malzemelerin tedarik edilmesinden, meyve suyu sıkılmasına, meyve salatası hazırlamasına, insan kaynaklarından, muhasebesine kadar tüm süreçleri kendileri yürütüyorlar. Böylece YTÜ öğrencileri ders dışı vakitlerinde stantta görev alarak para kazanma yoluna giderken, sağlanan kar, ihtiyacı olan öğrencilere dağıtılmak üzere YTÜ Mezunlar Derneği Burs Fonu’na aktarılıyor.
Endüstri Mühendisliği 4.sınıf öğrencisi Alper Bazan, projesini şu cümlelerle anlattı: Son yıllarda Dünya’da ve Türkiye’de doğal, sağlıklı ve kaliteli beslenmenin önemi artmaktadır. Dev gıda zincirleri, satış operasyonlarını günden güne organik ve naturel gıdaya kaydırmakta hiçbir kuşku duymamaktadır. Gündelik yiyecek ve içecek beslenmelerinde daha seçici hale gelmekte olan bizler de, özellikle teknolojinin sağladığı imkanlar ile ürünün ekiminden toplanmasına kadar olan tüm süreçler hakkında fikir sahibi olmaktayız.

Projeyi doğal gıda özlemi ve girişimcilik ruhu tetikledi

        Tüm bu gelişmeler ışığında,kampüsümüzdeki işletmelerin öğrencilere sunduğu kızarmış-yağlı besinler,içlerinde,Dünya Sağlık Örgütü’nün en tehlikeli gıdalar listesinde yer alan “glikoz şurubu” veya “fruktoz şurubu” bulunduran asitli gazlı içecekler bizleri,tüm dünyada artan trend olan naturel gıdayı kampüsümüzde öğrencilere sunma fikrine sürükledi.
Bu fikir aklımı kurcalarken lisans bitirme projesi için yapılan toplantıda olarak kampüs içinde bir iş fikri kurma isteğimle, doğal gıda satışı işini yapmak isteğimi danışman hocam Prof.Dr.Hüseyin BAŞLIGİL’e ilettim.Kendisinin ve asistan hocam Yavuz ÖZDEMİR’in destekleriyle Türkiye’de ilk olacak olan bu projeyi hayata geçirmeye karar verdim.

Dünya devleri hep üniversite sıralarından doğmuştu

        Şu anda dünyanın yöneten Microsoft,Intel,Apple gibi şirketlerin üniversite sıralarında doğduklarını ve kampüste hayata geçtiklerini düşününce ve her ne kadar naturel gıda projesi yapmak da olsa önemli olanın öğrencilerimizin doğal,kaliteli ve ekonomik beslenmelerine elimizden geldiğince katkı sağlamak aynı zamanda YTÜ olarak Türkiye’de bir ilke öncülük etmekti. Öte yandan Türkiye’de bazı üniversite kampüslerinde okula gelir sağlamak adına fast food zincirlerine yer verilmesi, bu durumun üniversite gibi bilim üretilen bir kurumda olması ve söz konusu üniversitelerin “bilinçli” bilim insanları ile üniversite öğrencilerinin bu duruma tepkisiz kalmasının ironisi, YTÜ öğrencileri olarak bizleri “sağlıklı” beslenme üzerine bir iş kurmaya yöneltti.
Sonrasında ise okul içinde böyle bir iş kurmak için rektörlükten izin alınması gerekiyordu. Projemizi anlattık ve kendilerine yaptığımız bir sunum neticesinde başta Rektörümüz İsmail Yüksek olmak üzere büyük beğeni gören projemizin kampüste uygulanmasına karar verildi.

Yüzde yüz YTÜ yapımı

        Tüm izin prosedürlerini hallettikten sonra sıra artık hazırlıklara gelmişti.Ama ortada büyük bir sorun vardı,o da finansman sorunu.Cebimizde hiç paramız yoktu fakat fikri gerçekleştirmek,stand yapımı,elektrikli cihazların satın alınması,yan ürünler,ilk malzeme maliyetleri için birkaç bin tl paraya ihtiyacımız vardı.Ne yapabiliriz diye araştırmalar yaparken bir tesadüf neticesinde üniversitemizin marangozluk işlerini yapan Davutpaşa Kampüsü’nde bir biriminin olduğunu öğrendik ve aklımızdaki stant tasarımının teknik resmini bu birime vererek çok kısa sürede standımızı sıfır maliyetle ortaya çıkardık. YTÜ Mezunlar Derneği’nin büyük desteğiyle ve yardımlarıyla,meyvelerimizi satışa hazırlamak için gerekli olan narenciye sıkacağı,katı meyve sıkacağı,blender,ketle ve buzdolabını Türkiye’nin en büyük firmalarından birinde üst düzey yöneticilik yapan bir Yıldız mezunu mühendisin olduğunu öğrendik ve YTÜ Mezunlar Derneği bizim adımıza kendisiyle iletişime geçerek tüm makineleri kendilerinden sponsorluk yoluyla karşılama şansını yakaladık.İlk meyvelerimizi, bardaklarımızı ve bıçak,önlük vs. gibi yan ürünlerimizi satın almak için de yine Türkiye’deki büyük holdingler birinde üst düzey yöneticilik yapan bir Yıldız mezunu mühendisten yine YTÜ Mezunlar Derneği aracılığıyla nakit desteğini aldık.

Gelir, burs olarak dağıtılacak

       Tüm bu sürecin sonunda sadece okulumuzun olanakları, Yıldız ailesinden olmanın sağladığı sahiplenme güdüsü sonucu aldığımız karşılıksız destekler ile projemiz hayata geçti. 2 Mayıs-30 Haziran arası olmak üzere 2 ay sürmesini hedeflediğimiz ve Mayıs ayı itibariyle ders dışı zamanlarında dönüşümlü olarak standda çalışan 1.,2.,3. ve 4. sınıflardan toplamda 12 endüstri mühendisliği öğrencisinin de maaş alarak kendilerine harçlık çıkardığı bu proje ile sağlanacak tüm kar,Yıldız Teknik Üniversitesi’nde okuyan maddi yardıma muhtaç öğrencilere burs olarak dağıtılması amacıyla YTÜ Mezunlar Derneği Burs Fonu’na aktarılmaktadır.

Kaynak: Zaman